Bozcaada-Assos Turu

Antik çağda Leukophrys, Yunan Mitolojisinde Tenedos adıyla anılan Bozcaada, stratejik konumundan dolayı çağlar boyunca birçok kez istilaya uğramış ve el değiştirmiş. Adadaki nekrapol sahasında yapılan kazılardan anlaşıldığı üzere adanın tarihi M.Ö. 3000 yıllarına dayanıyor. Adanın bilinen ilk sakinleri Pelasg’lar. Daha sonra sırasıyla Fenikeliler, Atinalılar, Yunanlılar, Persler, Büyük İskender, Bizanslar, Cenevizler, Venedikler ve Osmanlılar adaya hakim olmuş.tamamlanmaktadır.

TUR PROGRAMI

1.Gün Istanbul – Bozcaada – Assos

Belirtilen hareket noktalarında siz değerli dostlarımızla buluşuyor ve ülkemizin 3. büyük adası olan Tenedos’a, yani Bozcaada’ya doğru yol koyuluyoruz. Geyikli iskelesinde biz feribot sırasında beklerken siz iskele civarındaki işletmelerde kahvaltınızı yapabilirsiniz. Feribotun hareketinden 30 dk. sonra anakaraya sadece 6km uzaklıktaki Bozcaada’ya ulaşıyoruz. Damla sakızlı sabah kahvenizi veya sıcacık çayınızı meşhur Çınaraltı kahvesinde içtikten sonra turumuza Bozcada Kalesinin gezilmesiyle başlıyoruz.

İlk olarak bir deniz kavmi olan Fenikeliler tarafından yapılan kalenin gezilmesinin ardından şehir merkezindeki Türk ve Rum mahallelerini göreceğiz. Şarapçılığın antik çağdan günümüze dek en büyük gelir kaynağı olduğu Bozcaada’dan bir şarap üretim merkezini görmeden gitmek olmaz, popüler şarap üretim tesislerinden birini gezecek, üretim hakkında kısa bir brifing alacak ve şarap tadımı imkanı bulacaksınız. Öğle yemeği için vereceğimiz serbest zaman sonrasında sırada meşhur Ayazma plajı var. Truva savaşı sırasında Akhalar Tenedosu yani Bozcaadayı askeri üs olarak kullanmışlardır, meşhur Truva atını da işte tam bu noktada, Ayazma plajı civarında gizlemişlerdi. Mermer burnu ve Ayazma manastırının görülmesi sonrasında adanın kuzeyine Polente deniz fenerini görmek için yola koyuluyoruz. Kısa bir yolculuk sonrasında ulaştığımız adanın kuzey noktasından eşsiz Ege manzarasını izleyebileceksiniz. Sırada Bozcada müzesi var, 130 yıllık bir bina içerisinde 6.000’den fazla fotoğraf ve objenin sergilendiği müzenin ve yakınlarındaki Meryem Ana Kilisesinin gezilmesi sonrasında akşam feribotuna binmek üzere Bozcaada iskelesine doğru yola koyuluyoruz. Biz feribot sırasında beklerken sizler iskele civarında kısa gezintiler ve alışveriş yapabilirsiniz.

Feribot’la Geyikli iskelesine varışımız sonrasında konaklayacağımız otele doğru yola koyuluyoruz. Odalara yerleşme sonrasında akşam yemeğiniz otelde alacağız.

Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethetmesinden sonra Bozcaada, Türkler için önem kazanmış ve 1455’te Osmanlı topraklarına katılmış. Bu tarihten itibaren Osmanlılar ve Venedikliler arasında Bozcaada için mücadeleler olmuş ve adanın hakimiyeti zaman zaman Venediklilere geçmiş

2.Gün Assos – Bahramkale – Truva – Çanakkale – İstanbul

Kahvaltı sonrasında Athena tapınağının bir inci gibi süslediği Behramkale köyüne doğru yola koyuluyoruz. Osmanlı döneminde kurulmuş bu köy, içerisinde barındırdığı antik kentin aksine yüzünü denize değil, zümrüt yeşili ormanlara dönmüş. Dar ve taş döşeli kekik kokan sokakları, güler yüzlü ahalisi, tertemiz havası ve Kuzey Egenin müthiş doğası eşliğinde yapacağımız kısa bir yürüyüş sonrasında Assos antik kenti ve Athena tapınağına ulaşıyoruz.

MÖ. 525 yılından günümüze ulaşabilen kalıntılar arasında yürürken karşınızda Midilli adasını göreceksiniz. Akropol gezimizin ardından amfitiyatro, Hüdavendigar camii, su sarnıçları ve antik limanı da gördükten sonra bölgeden ayrılıyoruz. Öğle yemeği için vereceğimiz serbest zaman sonrasında sırada antik Truva antik kenti var. Anadolu ve Avrupa’nın bilinin ilk savaşının yapıldığı, masalsı Ilion kentindeyiz. Achilles’in savaş çığlıklarını duyabiliyor musunuz ? Belki sadece bir hikaye belki de gerçek bir savaş, bilemiyoruz, ama emin olun gözlerinizi kapattığınızda sıradan bir yerde olmadığınızı anlıyorsunuz.

Eve dönüş vakti geldi, saat 16.00 civarında eve dönüş hazırlıklarına başlıyor ve saat 16.30 civarında yola koyuluyoruz. İstanbul’a dönüşümüzle değerli katılımcılarımızı aldığımız noktalara bırakarak turumuzu sonlandırıyoruz.

BOZCAADA & ASSOS HAKKINDA

Masal Kent ; MARDİN

Şehrin kesme taş işçiliğiyle yapılan evleri dikkat çekmektedir. Süryani ve Ermeni mimarisinin tipik örnekleri olan bu evler ve İslam mimarisinin oluşturduğu cami ve medreselerle Mardinin açık hava müzesi görünümü tamamlanmaktadır.

Kente hakim bir tepede etkileyici Mardin Kalesi bulunur. Evliya Çelebi, yazdığı seyahatnamede kaleyi ve ele geçirilmesinin zorluğunu şöyle tarif eder: “ Hendeği olmayan kalenin etrafı cehennem çukurunu hatırlatan derinlikte tıraşlanıp parlatılmış kayalardır. Birçok mağaraları, karanlık pusu yerleri, on sene kuşatmaya yetecek su sarnıçları vardır. Yalçınlardan inen yağmurun bir damlası heba edilmeyip kaya yollarından sarnıçlarına gider ”

Güneş tapınağı üzerine inşa edilmiş bir manastır ; DEYRULZAFARAN

Antik çağda Leukophrys, Yunan Mitolojisinde Tenedos adıyla anılan Bozcaada, stratejik konumundan dolayı çağlar boyunca birçok kez istilaya uğramış ve el değiştirmiş. Adadaki nekrapol sahasında yapılan kazılardan anlaşıldığı üzere adanın tarihi M.Ö. 3000 yıllarına dayanıyor. Adanın bilinen ilk sakinleri Pelasg’lar. Daha sonra sırasıyla Fenikeliler, Atinalılar, Yunanlılar, Persler, Büyük İskender, Bizanslar, Cenevizler, Venedikler ve Osmanlılar adaya hakim olmuş.

Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethetmesinden sonra Bozcaada, Türkler için önem kazanmış ve 1455’te Osmanlı topraklarına katılmış. Bu tarihten itibaren Osmanlılar ve Venedikliler arasında Bozcaada için mücadeleler olmuş ve adanın hakimiyeti zaman zaman Venediklilere geçmiş.

Osmanlı yönetiminde geçen uzun bir dönemden sonra, Balkan Savaşları sırasında 1912’de Yunanistan tarafından işgal edilen ada, 1923 Lozan Anlaşmasıyla Gökçeada ile birlikte Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlanmış.

Assos Çanakkale’nin Ayvacık ilçesinde, Edremit Körfezi’nin kıyısında yer alan bir antik kent. Tarih boyunca Yunan, Makedon, Pers dönemlerinde yerleşim gören bölge Orta Çağ’da terk edilmiştir. Assos, Pavlus tarafından ziyaret edilmiştir ve kent bu nedenle Hıristiyanlarca kutsal olarak kabul edilir.

MÖ 900’lerde kurulan bu kentin en gözalıcı yeri en tepesine yapılmış olan, Dorik yapılı, Athena Tapınağı’dır. Şehrin bir diğer turistik özelliği de tapınaktan görülen muhteşem manzaralarıdır. Aktif olduğu zamanlarda Assos, bulunduğu bölgedeki tek büyük limana sahip olduğu için geçen gemiler sayesinde zengin olmuştur. Kentin ayrıca büyük bir amfitiyatrosu da vardır. Günümüzde, şehrin olduğu dağın eteklerinde ve yamaçlarındaki Behramkale kenti halen aktiftir.